Merhaba Arkadaşlar,
Mart bülteni ile karşınızdayım. Oldukça yorucu bir ay olduğunu söylemeliyim. Birbirini takip edip üst üste gelen aksilikler de cabasıydı. Ama işte her ne olduysa oldu koca bir ay daha ömrümüzden yitip gitti/gitmek üzere. Sevindirici olan ise baharın ayak seslerini duymaya başlayışımız. Güzel günler geliyor.
Bu ay yine sizlerin hoşuna gideceğini düşündüğüm dop dolu bir içerik hazırlamaya çalıştım. Standart köşelerimizin dışında bu ay farklı bakış açılarına da yer verdim. Umarım sizlerin hoşuna gidecek, okudukça, izledikçe ve dinledikçe sıkıntılarınızdan birazcık olsun uzaklaştıracak bir içerik olmuştur.
Bu ayki bültenimize ilk olarak nefis bir adrenalin patlaması ile başlamak niyetindeyim. N4S(Need 4 Speed) isimli bir takım keşfettim Vimeo kanalında gezinirken. Ölüme meydan okuyan bu gençlerin aşağıdaki uzun metrajlı videosu görülmeye değer. Müzik, anlatım, görüntüler gerçekten harika. Ancak itiraf etmek gerekirse, bana dünyanın parasını verseler bu tip bir akrobasi hareketine girişemem
Bu arada videoda çalan şarkılarda dikkatinizi çekmiş olabilir. Nathaniel Mechaly ve Hybrid(grubun son albümüne ait bilgide burada) gruplarına ait parçaları şiddetle tavsiye ederim.
Mart ayının ulusumuz açısından da önemi oldukça büyüktür aslında. I. Dünya Savaşının en zorlu cephelerinden birisi olan Çanakkale Muharebelerinde zafere ulaştığımız aydır. Savaşın detaylarına ait pek çok belgesel, kaynak bulabilirsiniz. Kahramanlıkları, tarafların bugüne kadar ulaşabilen mektuplarındaki hüzünleri görebilirsiniz. Ama en önemlilerinden birisi de, çoğu zaman düşmanın karşısındakine gösterdiği saygıya ve aynı zamanda derin korkuya da tanık olursunuz. Wikipedia adresinde savaşın kısa bir özetini bulabilirsiniz. Benim vurgulamak istediğim nokta ise, şehitlerimizi ne kadar hatırladığımızdır. Kaçımız anafartalara gidip oraları ziyaret etti acaba? Kaçımız bir mezarın başında durdu ve Anzak olsun, İngiliz olsun, Türk olsun ayırt etmeden empati yapıp hüzünlendi acaba? Bakın Çukurova Üniversitesi bu aykı yemek listesinde 19 Mart Pazartesi günü nelere yer vermiş. Şehitlerimizi ve o zamanki yaşananları hatırlamak adına çok güzel ve örnek bir davranış.
Özellikle erkekler arasında bilgisayar oyunu çılgınlığı malumunuz oldukça yaygın bir meseledir. Günümüzde sadece PC oyunları değil, özellikle oyun konsolları da yüksek bir popülerliğe sahip. Playstation, Nintendo Wii, XBox ve daha pek çoğu. Ben çocukluk yıllarımda Atari, Commoder 64 ve Amiga 500 ile oyun dünyasına adım atmıştım. Ancak video oyunlarının tarihçesine baktığımızda, babasının 90 yaşında Almanya doğumlu Amerikalı bir mühendis, kaşif olduğunu görmekteyiz. Hatta kendisinin geliştirdiği ilk video oyununun reklamı her ne kadar şu an bize çok ilkel gözükse de inanılmaz derece de keyifli ve etkileyici. Bu nedenle Video oyunlarının babası sayılan Ralph Baer' ın kısa bir röportajını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Inventor Portrait: Ralph Baer from David Friedman on Vimeo.
Şu anda bülteni okuduğunuz sıralarda tam olarak neredesiniz acaba? Belki ofiste, belki evde, belki bir internet kafede. Peki ya hava nasıl acaba? Yağmurlu, soğuk, ılık...Gündüz veya gece...Aslında şu anda konumunuz veya hava şartları ne olursa olsun belki de pek fazla keyfiniz yoktur. Bir tura çıkmaya ne dersiniz öyleyse Taaaa Ölüdeniz' den Kapadokya' ya kadar kısa bir tur. Üstelik Canon EOS 5D Mark II' nin kaliteli çekimleri ile birlikte. Haydi buyrun.
Going To Cappadocia (Turkey) from Kyoto Studio on Vimeo.
Geçtiğimiz ayki bültenimizde Hudson Music’ den bir davul gösterisini sizlerle paylaşmıştım. Bu ayda kendilerini bir süreliğine ziyaret ettiğimi ifade edebilirim. Bu kez Jazz severler için Donny Gruendler’ den bir performans geliyor. Yanlız videonun başlarında bataristimizin zilleri çalarken ki yüz ifadesine dikkatinizi çekmek isterim. Tabiri yerinde ise o zili yiyecek gibi bakıyor
Mart ayı başında Microsoft cephesinde de önemli gelişmeler yaşandı ve yoğun bir hareketlilik gözlemlendi. Benim ilgi alanım olan .Net plaftormunda Visual Studio 2011' in Beta sürümü yayınlandı ve Download' a sunuldu. Yeni nesil IDE arayüzünün çok farklı kullanıcı deneyimleri oluşturacağı ortada. Bu deneyim, ürünün install aracında bile göze çarpıyor. Elbette designer içerisinde de önemli gelişmeler olduğunu söylemeliyim. Bizleri yakın zamanda .Net Framework 4.5 ve Visual Studio 2011 in heyecanı saracağa benziyor. Ürünün son sürümünü ve bu diğer bazı araçları indirmek için ilgili sayfayı ziyaret etmenizi öneririm.
Soda can Robug! Bu sloganı geçtiğimiz aylarda bir kitapçıda görmüştüm. O zamanlar almaya niyetlenmiştim. Nihayetinde merak ettiğim bu oyunağı aldım ve heyecanla yapmaya başladım. Aslında oyuncak oldukça basit. Zaten hitap ettiği yaş kitlesi de neredeyse yaşımın yarısı Ama fikre hayran kaldığım için denemem gerektiğini düşündüm. Oyuncak bildiğimiz kutu içecekleri bir Robot Böceğe(RoBug) dönüştürmek üzere tasarlanmış. Basit plasktik aksamlar, 2 adet AAA pil ile çalışan minik bir motor ve metal kanatlar ile ayaklar söz konusu. Araç bittiğinde gerçekten çok yüksek ve iğrenç bir ses çıkartarat düz zeminde yürüyebiliyor. Zaten böcek olması da bu yüksek sesi açıklıyor Buna benzer pek çok ürün bulunmakta. Önümüzdeki ay sanırsam bir tane daha alıp yapacağım. İşte ürüne ait bir kaç fotoğraf.
Başlangıçta bana gereken bir Cola kutusu idi.
Sonra parçaları ayrıştırdım.
ve sonuç
Şimdi sizlere çok ilginç bir sanatçıyı tanıştırmak istiyorum. Bu güne kadar gördüğüm en ilginç çalışmalardan birisine imza atmış olduğunu ifade edebilirim. Simon Beck, karlı arazide yapmış olduğu çalışmaları ile oldukça enteresan bir sanatçı olduğunu kanıtlıyor sanırım ki. Aşağıdaki fotoğrafa dikkatle bakmanızı öneririm. Sadece ayak izlerinden yapılmış olduğunu söylemem eminim ki yeterli olacaktır.
Mart ayında yakaladığım bug/felaket/hata lardan birisi de ne yazık ki aşağıdaki ekran görüntüsüydü. Aslına bakarsanız burada ne gibi bir sorun var diyebilirsiniz. Lakin büyük çaplı projeler göz önüne alındığında, birden fazla çalışanın ortaklaşa çalıştığı ortamlar olduğunu görmekteyiz. Bu nedenle yapacağımız kodlamalarda, standartlara uymak ve sadece tek başımıza çalışmadığımızı düşünmek yerinde bir davranış biçimidir. Çünkü yarın bir gün, söz konusu proje başkalarına devrolabilir. Böyle bir durumda kaynak koda bakan yeni geliştiricinin aklında soru işaretleri oluşmaması önemlidir. Söz gelimi bu ekran görüntüsünde yer alan kod parçasına bakan 6ncı veya 7nci developer' ım.
Kötü olan bu geliştiricilerin birlikte çalışmamış olması. Yani geçmişte her biri birer dönem bu kod parçası üzerinde çalışmış. Usta bir geliştirici bu tip yorum satırlarına alınmış kod parçalarının kolaylıkla üstesinden gelip gerekirse açar, düzenler veya komple atıl hale getirilmişse ortadan kaldırır. Tabi kaldırırken nasıl olsa versiyonlanmıştır diye düşünür Ama hata yapabilir. Çünkü baktığım kod parçası bir tarihten sonra hiç bir şekilde versiyonlanmamıştır. Peki ya ortada Junior bir geliştirici varsa. Haklı olarak korkmaz mı? Bu kod neden yorum yapılmış? Ne zaman açılması gerekiyor? Açılmalı mı? Projede bu fonksiyonelliklere ihtiyaç var mı? Bu fonksiyonelliklerin olması gereken doğru yer burası mı? vs vs...Demez mi?
"Ey genç developer. Lütfen mesleğine ihanet etme. Bu işi adam gibi yap. Adam gibi kod üret"
The Big Picture’ da gün geçmiyor ki harika fotoğraf hikayeleri yayınlanmasın. Malum bu sene kış özellikle Avrupa’ da ve ülkemizde kendisini epey bir hissettirdi. Şubat ayı içerisinde İstanbul’ da ve yurdumuzun bir çok kesiminde çok fazla kar gördük. Ben en son 80li yılların ortalarında çok kar yağdığını ve hatta rahmetli babamın benim için yaptığı tahta kızak ile kaydığımı hatırlıyorum. Hatta bahçedeki kar kalınığı birike birike 1.5 metreyi geçmişti ve üzerine atlıyordum Çocukluk işte ne yaparsınız…
Tabi 2012 kışı karlı olduğu kadar sert soğuklara da sahne oldu. The Big Picture çok önceden yayınladığı bir serisinde bu hikayeyi ele almış ve Avrupa’ daki sert kışı bizlere fotoğraflamış. Buyrun buradan keyfini çıkartın. 29,30 ve 24 numaralı fotoğraflar benim favorilerim arasında. Şunu da unutmamak lazım. Bu gibi havalarda dışarıda bir evsiz görürseniz(ya da bir kedi, köpek vb…) mutlaka yardımcı olmaya çalışın.
Geçtiğimiz ay Michael Jordan ile büyüdüğümü söylemiştim. Tabi o dönemler NBA' de pek çok yıldız vardı. Takip edilmesi gereken basketbol adına bizlere çok şey öğreten pek çok yıldız. Örneğin Ervin Magic Johnson, Larry Bird, Kareem Abdul Jabbar vs...Bu ayki bültenimizde bakmadan verdiği paslar ile adından çok söz ettiren ve kalbimde derin bir iz bırakan Magic Johnson' a yer vermek istedim. Keyifli dakikalar dilerim.
Bobiler.Org...Son zamanlarda mizah konusuna epey bir sarmış durumdayım. Yazılımcı olupta arada sırada kafayı dağıtmak için mizah sitelerine girmeyen eminim ki yoktur. Ben de bir süredir Bobiler' i izliyorum. Bana göre bazen amatör işler ortaya çıksa da, zaman zaman oldukça yaratıcı fikirler de yer alıyor. Söz gelimi Alternatif Film Afişi bölümleri gerçekten çok etkileyici. Afişe baktığınız anda, filmin olası en can alıcı noktalarını veya anafikrini kolayca görebiliyorsunuz. İşte geçtiğimiz ay içerisinde baktığım afişlerden dikkatimi çeken bir kaçı. Yapanların emeğine sağlık. Bence hepsi birbirinden güzel
Mart ayının güzeli olarak huzurlarınızda Ana Aesthetic Her zaman olduğu gibi bu konu hakkında yine bir yorumda bulunmayacağım. Ama kolyenin epey bir şanslı olduğunu ifade etmek isterim
Mart ayı içerisinde yakaladığım enteresan Infographic’ lerden birisi de buydu. Eskiden tanıdığımız ürünlerin gümüzdeki dudak uçuklatan değerlerini gördüğümüzde hayrete düşmemek elde değil gerçektende Gerçi bazılarının fiyatları o zamanlarda bile fenaymış doğrusu. Baksanıza bir, o kafa yaran mobil telefon DynaTAC 1983 yılında 4000 dolarmış
StarWars köşesinde sizleri etkileyecek bir film sahnesine yer vermek isterdim bu ay ama…Onun yerine sizleri kahkalara boğacak bir Youtube videosu hediye etmeyi uygun gördüm. Gülmekten keyif alacağınıza eminim The Bark Side: 2012 Volkswagen Game Day Commercial Teaser
Bu arada çok ilginç bir kitaba da rastladım. Star Wars’ ın karanlık yüzünün en önemli simgelerinden olan ve yaşam verme yeteneğine sahip olduğuna inanılan Darth Plagueis in bir kitabı yayındaydı. 10 Ocak 2012 tarihinde çıkan 400 sayfalık kitap oldukça ilginç bir içeriğe sahip. Amazondan satın alabilirsiniz. Aslında bu kitaba konu olan kişinin hikayesini en güzel anlatan, Anakin’ i kendi tarafına çekmeye çalışan imparator. Hatırlamak ister misiniz? Şu cümleye dikkat “Ironic…He can saves others from dead but not himself”
Joe Satriani bölümümüzde ustanın 2006 yılındaki Anheim konserinden yaklaşık olarak 10 dakikalık harika bir gitar gösterisi var. Ne diyebilirim ki. Bu adamın gitar çalışına hastayım. İşte Made of Tears.
Bu ay çok fazla makale okuma fırsatım olmadı ama aşağıdaki yazılara bir göz gezdirdiğimi ifade edebilirim.
Steve Jobs’ı Bilmeyen Yok! Peki Dennis Ritchie’i Bilen? |
Bu yazıyı okuyunca kendi adıma çok fazla üzülmedim. Çünkü sevgili Dennis Ritchie’ yi allahtan biliyordum ve ölüm haberini aldığımda çok üzülmüştüm. Ama sevgili Murat Girgin en sonda demiş ya “ölürken bile pazarlamanın önemi ortaya çıkıyor”. Sanırım çok haklı |
Fermat’ nın Son Teoremi |
Çok eskiden ünlü matematikçi Fermat’ ın Son Teoremini anlatan bir kitap okumuştum. Aslına bakarsanız 300 yıl sonra ispatlanabilen bir teoremdi. Konuyu bir süre sonra tekrardan hatırlamak istediğimde kendimi bu wiki makalesini okurken buldum En sonunda ingiliz matematikçi Andrew Wiles tarafından ispat edilmiş olan bu teorem çözümlenirken arada da bir çok teoremin ispat edildiğini görüyoruz. |
Zell Am See |
Tabi 100den fazla Feed kaynağını takip etmeye çalışınca bazı güzel yazıları çok geç fark ediyorsunuz. Hepsine yetişmeye pek vakit kalmıyor. Yakın dostum Arda Çetinkaya, yapmış olduğu bir gezinin notlarını güzel bir yazı ile kaleme almış. Dinlendirici yazılardan birisi olduğunu ifade edebilirim. |
TC Kimlik Numarası Doğrulama XML Web Servisi |
Ercan Bozkurt hocanın yazım stilini her zaman tutmuşumdur. Direkt sonuca giden bir yapısı vardır. Örneğin TC Kimlik numarasını doğrulamak için kullanılabilecek XML Web Servisinin nasıl ele alındığı bu yazısında olduğu gibi. |
Richard Dedekind. Mart bültenim ile birlikte yeni bir konsepti daha içeriğe kazandırmaya çalışıyor olacağım. Her ay ünlü bir matematikçinin kısa hayat hikayelerini öğrenmeyi ve sizlerle paylaşmayı düşünüyorum. Bu anlamda Wikipedia TR' ın büyük bir faydası olacağına inanıyorum. Mart ayında sizlere Richard Dedekind isimli matematikçiyi paylaşmak istedim. Özellikle üniversite eğitimi sırasında zamanın ünlü matematikçileri olan Gauss, Stern ve Weber' den ders almış birisi(Bir düşünsenize siz bir yazılımcı olarak zamanında Dennis Ricthie' den veya Anders Heislberg' den ders almışsınız. Ne muazzam bir manzara olurdu değil mi? ) Ölümüne kadar hiç evlenmeyip sade bir hayat süren Dedekind' ın kısa hayat hikayesine ve çalışmaları ile ilişkili bağlantılara wiki adresinden ulaşabilirsiniz.
Pixar studio' larından bir animasyon ararken bir anda fransız yapımı olan bir tanesi ile karşılaştım. Aslına bakarsanız Fransızlarlar aramız pek bir gergin ama yine de bu arkadaşlar eğlenceli bir çalışma yapmışlar. Özellikle 5nci dakikaya dikkatinizi çekerim Kişisel görüşüme gelince
"Bu elektro şok kabiliyetinden her eve lazım yahu "
Dünya üzerinde sayısız developer var bunun hepimiz farkındayız. Peki en iyilerini hiç merak etmediniz mi? Ben zaman zaman merak eder araştırırım. Örneğin RSA şifreleme algoritmasının yaratıcısı Leonard Adelman, Doom ve Quake oyunlarının baş beyni John D. Carmack, Red Hat Linux ile karşımıza çıkan Marc Ewing, MONO nun en fanatik savunucusu ve üreticisi Miguel de Icaza, Turbo Pascal, Delphi ce C# ın babası Anders Hejslberg ve tabiki C nin Unix' in Inferno' nun can vericisi rahmetli Dennis Ritchie...Daha kimler var öğrenmek ister misiniz? İşte Wikipedia' da yayınlanan harika bir liste . Bence arada sırada buraya girin. Bir iki geliştiricinin adını tıklayın. Kim olduklarını, ne yaptıklarını öğrenin. Onların isimlerini bir yaad edin. Bunu fazlasıyla hak ediyorlar çok iyi biliyorsunuz.
Bu arada listenin altında ilgimi çeken başka önemli bir link daha var. Rus programcılar için ayrı bir bölüm açılmış. Aslında pek haksız sayılmazlar. Özellikle yaptıklarına bakıldığında. Söz gelimi Sergey Brin. Google Web arama motorunun kaşifi Daha kimler var diyorsanız eğer wikipedia adresinden inceleyebilirsiniz.
Bu ay yine Şubat ayı bülteninde yaptığım gibi sevdiğim filmlerden bazı güzel replikleri de işin içerisine katmak istedim. Söz gelimi Matrix üçlemesinin 1999 yılındaki ilk bölümünde Neo' nun makinelere karşı yaptığı o meşhur kendinden emin, tehditkar konuşma
"I know you're out there. I can feel you now. I know that you're afraid... you're afraid of us. You're afraid of change. I don't know the future. I didn't come here to tell you how this is going to end. I came here to tell you how it's going to begin. I'm going to hang up this phone, and then I'm going to show these people what you don't want them to see. I'm going to show them a world without you. A world without rules and controls, without borders or boundaries. A world where anything is possible. Where we go from there is a choice I leave to you."
Bazı filmlerin serisi olur bilirsiniz. 1,2,3,4…ve hatta bazıları çok daha fazla sürer Ancak bana kalırsa bazı filmlerin sadecee ilk bölümleri unutulmaz olur. Ya da uzun bir seri sonrasında çekilen başlangıç hikayelerini anlatan bölümleri. Örneğin Batman Begins veya 2011 yapımı Star Trek vb…İşte bu ayki bültenime konu olan da bir serinin ilk filmi. Mission Imposible’ dan yakışıklı Tom Cruise’ in ünlü restorandan kaçış sahnesi. Özellikle şu cümle her zaman hoşuma gitmiştir. “Kitridge, you've never seen me very upset.”
1998 yapımı Ronin Filminden harika bir kovalamaca sahnesi geliyor. Robert De Niro, Jean Reno, Natasha McElhone, Sean Bean, Jonathan Pryce, Stellan Skarsgard gibi usta oyunculardan oluşan bu filmin en çok göze çarpan yanı otomobiller ile yapılan heyecanlı takip sahneleriydi. Özellikle o yı Daha kimler var diyorsanız eğer llarda Audi S8 in motor gücü, sağlamlığı ve sesi ile nasıl ön plana çıktığı gerçekten de kayda değer.
Mart ayının sözü ise Mark Twain' den geliyor. Kaçımız bu felsefede yaşıyor acaba.
"O şekilde yaşamalısın ki, öldüğün zaman tabutçu bile matem tutsun"
Bu ay beni güldüren pek çok karikatür ve resim ile karşılaştım Internet camiasında. Onlardan bir kaçını da sizinle paylaşma istiyorum. Bazıları gerçekten çok ama çok komik
Örneğin bu,
veya bu,
Aşağıdaki fotoğrafta oldukça güzel ve akılcı bir iş ilanını göstermekte. Bir kere herşeyden önce arayacağını numarayı bulabilmeniz için alt tarafta yer alan denklemi çözmeni gerekiyor Ne kadar zekice değil mi?
Doğruyu söylemek gerekirse aşağıdaki manzara karşısında bizlerin herhangibir dilde Fatal Error vermesi son derece doğaldır. İster Linux, ister MacOsX, ister Microsoft, ister Java ister .Net Framework ister X bir şeyin fanatiği olalım, o sistemlerde geçerli olan en ağır hata mesajı ne ise onu alacağımız kesindir değil mi? Fazla söze gerek yok. Ben açıkçası böyle bir yaratık ile karşılaşsam sanıyorum ki OutofMemory ve UnhandledException gibi bir istisna mesajı fırlatırdım yer yüzüne doğru
Geçtiğimiz Şubat bülteninde efsanevi Formula 1 pilotlarında Ayrton Senna' ya yer vermiştim. Top Gear tarafından hazırlanan yayın oldukça etkileyiciydi. Bu ay içerisinde de meşhur spor arabalardan birisinin Top Gear testine yer vermek istedim. İşte karşınızda Lamborgini Murcielago Bakalım Richard Hammond, Abu Dhabi' deki o şahane asfaltta neler yapıyor? Özellikle yolda yanına yaklaşan Mercedes SLR' ın ona bir meydan okuyuşu söz konusu. Bunu kaçırmamak lazım. Mercedes SLR' den kimsenin beklemediği bir performans görebilirsiniz. Bu arada hemen bir bilgi daha vereyim. Top Gear hemen her bölümde bir sürü aracı test sürüşüne çıkartıyor. Bu güne kadar hangi bölümde hangi araçları test ettiklerini öğrenmek isterseniz bu Wikipedia sayfasından yararlanabilirsiniz.
İnsan olarak hepimiz doğamız gereği hatalar ile yaşarız. Her ne kadar hatalarımızda ders almaya çalışırsak çalışalım yine de benzer hataları yapmaya devam ederiz. Çok azımız bu dersleri hakkıya anlar ve layıkıyla yaşar. Onlar da zaten gerçekten parmakla gösterilen insanlardır. Neden bunları söylüyorum Çünkü bu ayki bültenin sözü hayattan alınacak dersler ile ilişkili. Henry Ford’ dan geliyor.
Hayatta hiç hata yapmamış birisi zaten hiçbir işe başlamamış demektir.
Gelelim S( h)arp Efe köşemize…
Şu anda S( h)arp Efe ile birlikte oturduğumuz yerde aslında bir cam olması gerekiyordu. Yani sehpanın ortasında gayet janjanlı bir cam bulunmakta idi. Tabi sevgili arkadaşımızın akrobasi konusunda özel bir merakı olduğundan bunu kaldırmak zorunda kaldık.
Aslına bakarsanız artık çok amaçlı bir tool haline dönüştüğünü ifade edebiliriz. Üstünde atlayabiliyor, kenarlarını kullanmak suretiyle içinde oturup bir şeyler atıştırabiliyor veya tüm araçlarımızı yanımıza dizip TV seyredebiliyoruz.
Fotoğraf sanıyorum ki Şubat aylarının sonlarına doğru çekildi. Her zaman ki gibi TV’ de en çok seyrettiğimiz ve düzenli olarak gün aşırı seyrettiğimiz CARS II veya CARS I bulunmakta. Neyseki bu ay içerisinde Up isimli yine Pixar ustalarından çıkan bir animasyon filmine terfi etmeyi başardık
Böylece geldik bir bültenimizin daha sonuna. Keyifli dakikalar yaşadığınızı umarım. Nisan sayısında görüşmek dileğiyle hoşçakalın.